Derse girdiğimde heyecanla yanıma gelip kalp şeklindeki büyük yaprakları elime tutuşturdu birkaç kız öğrencim. Benim mutlu olacağımdan okadar Emin’ler ki sevincimi mutlu sözlerle tamamlamam için gözümün içine hem bakıyor hem de bekliyorlardı. Tabi kalp şeklindeki yaprakları gören öğretmen mutlu olmaz mı, harikasınız çocuklar çok mutlu ettiniz beni çok teşekkür ederim sevgi dolu kalplerinizi bana bıraktığınız için deyip yaprakları elimde incelemeye başladım ve öğrencilerime de yerlerine geçmelerini söyledim. Tabi kim bilir nasıl bir mutluluk edasıyla yaprak sevgisi göstermişim ki diğer teneffüste alttaki küçük yaprağı da başka bir sevimli, sessiz, sedasız kendi halinde olan bir kız öğrencim getirdi. Tabi yaprağı aldığım gibi keserek kalp şekline geldiğini anladığım halde yine bir mutluluk edasıyla küçük yaprağı da alarak diğerlerinin yanına koydum. Ona da teşekkür etmeyi unutmadım. Kalp mi kalp, yaprak mı yaprak daha ne olsun birde üstüne kendi dokunuşlarıyla özgünlük kazandırmış. Dünyalar benim oldu kattıklarını gördükçe. Çocuk ruhlarıyla nasılda yüreğimize dokunmayı başarabildiklerini gönül gözüyle gördüm. Eğer birşeyi yapmaya karşı istekli olurlarsa zor da olsa mücadeleci ruhlarını kullanabileceklerini gördüm. Küçük şeylerle mutlu olmanın ve de mutlu etmenin sevincini yaşayan bir neslin varlığıyla gurur duydum.. Ve yine anladım ki herşeyin başı istemekten, istekli olmaktan geçiyor, bizler de öğretmenler olarak, ebeveynler olarak ne kadar çok istekli olmalarına katkı sağlar yaptıklarıyla gurur duyarsak her yönde başarımızın artacağına olan inancım hep baki kalacaktır.