Küçücük bir çocuk iken bayramların bayram olduğu zamanlarda; gittiğimiz, elini öptüğümüz, şekerini aldığımız büyüklerimiz elbette olmuştur hepimizin… Bir de bundan ziyade çocukları mutlu etmek adına ufacık sevimli hediye verenler de olurdu. Çok değil sadece bir kerecik denk geldim öyle insanlara ve hiç unutamıyorum kendilerini. Hiç çocukları yoktu…Şu an nerede yaşadıklarını bile bilmiyorum ama gösterdikleri ne inceliği unuturum, ne de cebimde biriktirdiğim anılarımı. Çok yaşayın siz, yaşadıkça yaşatın çocukça mutlulukları dedim içimden, biz de gördüklerimizi yaşatmayı görev bilelim… Çocukları olmadığı halde çocuğun dilinden anlayan, onları mutlu etmeyi görev edinen bu insanları hatırladım sahur vaktinde şu iğnedenliklerin süslemelerini yaparken… Bayram şekerleri gibi güzel göründüler gözüme… O vakit dedim bayramda el öpmeye gelenim olursa ?? veririm bende büyük küçük demeden… ne yapacak çocuklar bunlarla demeyiniz lütfen… İnce motor becerilerini çalıştıran plastik iğnelerimizi kullanarak fırsatlar verin bakın görün neler yaparlar neler. İşleri bittikten sonra da zevkle iğnedanlığa batırıp saklayacaklar… Kız erkek demeyip verelim iğneyi ellerine… askere gittiklerinde söküklerini dikecek o vakit kıymetli ellerimiz… sahi o kıymetli eller yalan oldu gitti bugün 16 haneden, yetmedi sayısız hanelerden. Bugün yürekler acısıyla aranıyor o eller… ellerimiz bizim olsun kıymayın artık vatan evlatlarına…bak bayram geliyor, anası biricik Songülünü bekler, oğlunun yolunu gözler, ya eşi ya çocukları ya sevenleri hangi elle bayramlaşır…
Çocukça mutluluğumun son bulduğu bu yerde tıkandım kaldım yine…
Rabbim sabır versin hepimize, rahmetini eksik etmesin kıymetlilerimizden…