Mücahit Ahmet Bey,

Anlatacaklarımı bizzat bu savaşa katılmış bir kişi olarak anlatıyorum dedi ve devam etti. Tarih kitaplarında klasik ifadelerle “Erenköy direnişi” olarak nitelenen bir destan… Dünya tarihinde bir benzeri görülmeyen, buna rağmen insani boyutlarıyla nedense ele alınmayan, bir-iki nesil dışında genç kuşaklar tarafından yeterince bilinmeyen bir dram, trajedi…

Sadece aktı göz yaşlarım, tutmak ne mümkün… Döktüğüm gözyaşları, elbetteki o dönemin acısıyla kıyaslanamayacak kadar sıradandı fakat, hazmedemediğim nokta ise burada yaşayan KKTC vatandaşlarından bir çoğunun bu destandan bihaberdar yaşıyor olmasıydı. Genç nesil, ve bu toprakların nasıl kazanıldığını, nerelerden nereye gelindiğini bilmeli bu gençlik diyebildim sadece…

Erenköy; KKTC toprağı olmasına rağmen, KKTC ile toprak bağlantısı olmayan tek yerleşim yeridir. Ulaşım denizden sağlanmakta olup, geçtiğimiz yıllarda Rum yönetiminin vermiş olduğu izinle kara yolu ile ulaşım da mümkün hale gelmiştir. Türkiye’nin Kıbrıs harekatını başlattığı yerlerden bir tanesidir.  Kesinlikle Kıbrıs’a gelen her Türk vatandaşının ve özellikle de Kıbrıs halkının belirli dönemlerde yapılan gezilerle buraya gitmesini öneriyorum. Gittiğim için ve dinlediklerimi bizzat savaşın her sahnesinde yer alan elleri öpülesi bir insan olan mücahit Ahmet Bey’den dinlediğim için de kendimi çok şanslı hissediyor ve kendisine buradan da tekrar tekrar teşekkürlerimi iletiyor ve dernekleri olarak hedeflerine ulaşmalarını canı gönülden diliyorum…

22 Haziran 2019